İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SEL OLAYLARINI TETİKLİYOR
Bingöl Üniversitesi’nde çevre sorunları üzerine çalışan bir akademisyen olan Dr.Emrah Akyüz, ülkemizde son dönemde meydana gelen sel felaketi hakkında bilgi kirliliğini önlemek için “İklim Değişiklikleri ve Sel Afetleri” hakkındaki yazısında konuyu bilimsel açıdan ele almıştır.
Dr. Akyüz; “Dünyayı Kurtar: Temiz Çevrenin Bilimsel Sırları” ve “Çevre Sorunlarında Bilinmeyen 100 Bilimsel Gerçek” kitaplarının yazarı olan çevre bilimci Dr.Emrah Akyüz, Türkiye’de son dönemde daha fazla görülmeye başlayan sel olaylarını değerlendirdi. Son dönemlerde birçok ülkede daha sık görülmeye başlanan su taşkınlarının ana sebebinin küresel ısınmandan kaynaklanan iklim değişikliği olduğunu belirten Dr. Emrah Akyüz, dünya ülkelerinin sera gazlarının salınımını azaltacak politikaları hayata geçirmemesi durumunda daha şiddetli sel olaylarının ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.
“Sel Felaketi Küresel Bir Sorun”
Son dönemlerde sel felaketi Türkiye’de sıklıkla görülmektedir. Özellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde ilkbahar ve yaz mevsimlerinde su taşkınları daha sık gerçekleşmeye başlamıştır. Fakat bu sorun sadece Türkiye ile sınırlı değildir. Birçok dünya ülkesi sel felaketi ile mücadele etmektedir. Bunlar içerisinde en dikkat çekici olan Almanya’dır. Dünyanın en iyi altyapıları olan kentlerine sahip Almanya’da bu sene içerisinde hayatı durma noktasına getiren sel felaketleri yaşanmıştır. Benzer şekilde modern kentlere ev sahipliği yapan Çin Halk Cumhuriyeti ve Kuzey Kore gibi ülkeler kontrolsüz gerçekleşen su taşkınları ile mücadele etmektedir. Sel felaketi tüm dünyada etkilerini giderek arttırmaktadır.
“Kürese lsınma Sel Felaketinin Ana Nedenidir”
Sanayi Devrimi sonrası hızla artan sera gazlarının salınımı nedeniyle içinde yaşadığımız yeryüzü giderek daha fazla ısınmaktadır. Son 200 yıl içerisinde yeryüzü ortalama sıcaklığı yaklaşık olarak 2 derece arttı. Dünya nüfusunun artması ile sera gazlarının salınımı da artmakta ve bu durum yeryüzünün daha fazla ısınmasına neden olmaktadır. Küresel ısınma beraberinde iklimlerin kısa süre içerisinde ani bir şekilde değişmesine neden olmaktadır. İklim değişikliği adı verilen bu çevre olayı kimi bölgelerde kuraklığa ve orman yangınlarına kimi bölgelerde ise su taşkınları gibi felaketlerin oluşmasına neden olmaktadır.
“İklim Değişikliği Sel Riskini Arttırıyor”
Küresel ısınmanın etkileri bölgeden bölgeye farklılık gösterebilmektedir. Bu farklılığın nedeni bölgenin coğrafi yapısı ve iklim koşulları ile ilgilidir. Küresel ısınma nedeniyle suyun daha fazla buharlaşması ve bulutların çoğalması, daha fazla yağmurun yağmasına neden olmaktadır. Ani ve şiddetli yağmurlar ise su kaynaklarının taşması sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle iklim değişikliğinin neden olduğu sel felaketinden en fazla etkilenmesi muhtemel bölgeler deniz, nehir ve dere gibi su yataklarına sahip yerlerdir.
“Türkiye’ de Sel Felaketinden En Fazla Etkilenecek Bölgeler Ege, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu”
Türkiye farklı iklim koşullarına ve coğrafi yapılara sahip olduğu için iklim değişikliğinin etkileri bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. Türkiye’de iklim değişikliğinin neden olduğu su taşkınlarından en fazla etkilenmesi muhtemel bölgeler Ege sahilleri, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’dur. Bu bölgelerde sıcaklığın yükselmesine bağlı olarak özellikle kış aylarında yağışların %10 ila %40 arasında artması beklenmektedır. Artan yağışlar ise nehir ve derelerde su taşkınları, yani sel felaketi risnkini arttırmaktadır. İklim değişikliği nedeniyle yağış rejiminin düzensizleşmesi, bölgede ani sel ve heyelan riskini arttırmaktadır.
“İklim Değişikliğinin Neden Olduğu Sel Felaketinin Riskleri Azaltılabilir”
İklim değişikliğini bölgesel politikalar ile önlemek mümkün değildir. Küresel bir sorun olduğu için iklim değişikliği ile mücadelede küresel ölçekli politikların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu görev ise tüm dünya ülkelerine düşmektedir. Fakat iklim değişikliğinin olası etkilerini azaltmak mümkündür. İklim değişikliğinin neden olduğu sel felaketini önlemek veya etkilerini azaltabilmek atılması gereken adımlar şu şekilde sıralanabilir: (1) Dere yataklarının çevresine konut yapılması sonlandırılmalıdır, (2) Dere yataklarının çevresindeki konutlar başka yere taşınmalıdır, (3) Tarım arazilerine köklü ağaçlar ekilmelidir, (4) Dere yatakları daraltılmamalıdır, (5) Kentlerde yağmur suyu kanalları çoğaltılmalı ve bunların düzenli bakımı yapılmalıdır, (6) orman ve mera alanlarında tarım yapılması yasaklanmalıdır, (7) Su yataklarının denizlerle birleştiği kanallar düzenli olarak temiz tutulmalıdır.