İyi İnsan Olabilmek
İyi İnsan Olmak
Hayat, insana sunulmuş en kıymetli armağandır. Ancak bu armağanın gerçek değerini, iyi bir insan olabildiğimizde tam anlamıyla kavrayabiliriz. Hepimiz bu dünyaya bir iz bırakmak için geliyoruz; kimi bir tebessümde, kimi bir dokunuşta, kimi de sessizce yaptığı iyiliklerle…
İyi insan olmak, öyle kolay kazanılan bir unvan değildir. Bu, sabırla yoğrulmuş, vicdanla şekillenmiş, empatiyle büyütülmüş bir yaşam anlayışını gerektirir. Herkesin doğrusu kendine olabilir; ama gerçekten iyi bir insan, kendi doğrularını başkasının hakkını gözeterek yaşar.
İyi insan; kimsenin ardından konuşmaz, yalanın gölgesine sığınmaz, kimsenin hakkına el uzatmaz. Yardım ederken gösterişten uzak durur, yaptığı iyiliği anlatmaz bile. İnsanları etiketlemez, önyargılarla değil kalp gözüyle bakar. Çünkü bilir ki, her insanın ardında bir hikâye, her kalbin içinde taşınan bir yük vardır.
Bugün toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, daha fazla iyi insan… Daha fazla samimiyet, daha çok merhamet, daha çok vicdan… İşte bu yüzden, bu satırları okuyan herkese içten bir çağrım var: Kim olursak olalım, hangi düşünceden, hangi inançtan, hangi hayat tarzından… Önce iyi bir insan olmayı başaralım. Gerisi zaten bir şekilde yolunu bulur.
Çocuklarımıza bırakacağımız en kıymetli miras; mal, mülk ya da makam değil, iyi insan olmanın erdemidir. Zira başarı gelip geçer, koltuklar devrolur, alkışlar diner… Ama iyi bir yüreğin bıraktığı iz, nesiller boyu silinmeden kalır.
Unutmayalım: İnsanın büyüklüğü, kazandığı servetle değil, kazandırdığı güzelliklerle ölçülür. Eğer bugün bir gönle dokunabiliyorsak, birini gülümsetebiliyorsak ya da bir umuda omuz olabiliyorsak… İşte o zaman bu hayatta gerçekten iz bırakmışız demektir.
İyilik bulaşıcıdır. Siz başlatın… Gerisi kendiliğinden gelir.
İsmail ACAR
12.04.2025
ismailacar@74haber.com