Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Selim Karakaş Dünya ve Ülke Gündemleri İle İlgili Değerlendirmelerde Bulundu.
SAVAŞI ZENGİNLER ÇIKARIR,YOKSULLAR ÖLÜR….
❗️Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı harekât yeni bir mülteci sorununu ve ağır bir
insani krizi ortaya çıkartırken, AB ve Avrupa ülkelerinin iki yüzlü yaklaşımları
yine gün ışığına çıktı!
❗️28 Şubat 2022 Altılı Liderler Zirvesi, Türkiye’nin bugününde ve geleceğinde
tarihi ve hayati bir dönüm noktasıdır. Ülkemizin ve yurttaşlarımızın barış ve
refah içinde bir arada yaşayacağı yarınlarına açılan kapının anahtarıdır.
❗️Rusya-Ukrayna savaşı dövizde faiz ve kur farkı garantili, altında fiyat garantili
hesaplarla ekonominin temellerine mayın döşendiğini açığa çıkarttı.
❗️İktidarın uyguladığı politikalar toplumsal ve sosyal huzurun ardından ekonomik
huzuru da yok etti. Kredi kartı ve kredi borcundan dolayı icra, haciz, yasal takibe
düşenlere üç ayda milyonlarca kişi eklendi!
✅Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı harekât yeni bir mülteci sorununu ve ağır
bir insani krizi ortaya çıkartırken, AB ve Avrupa ülkelerinin iki yüzlü yaklaşımları
yine gün ışığına çıktı. Ukrayna’da savaştan kaçan insanlara kapıların açılması
gayet insani ve doğaldır. AB; Suriyeli, Libyalı mültecilere kapattığı kapıların aksine Ukrayna’dan gelecek mülteci akınına ‘açık kapı politikası’ başlattı!
Tabii ki ülkelerinde savaştan, çatışmadan kaçan Ukraynalı sivillere kapıların açılması, yaşam güvenliklerinin sağlanması, güvenli bölgelere geçişlerine olanak yaratılması olumlu ve insani bir yaklaşımdır. Ancak Ukraynalılara gösterilen bu insani yaklaşımın insanlık adına savaştan, ölümden kaçan tüm insanlara aynı şekilde gösterilmesi gerekir.
✅28 Şubat 2022 zirvesi, Türkiye’nin bugününde ve geleceğinde tarihi ve
hayati bir dönüm noktasıdır. Demokrasi, özgürlük, adalet ve refah temelli yeni
siyasal yapının temel taşları, altı liderin üstlendiği tarihi sorumlulukla döşenecektir. Ülkemizin, yurttaşlarımızın demokratik toplum özleminin yolunu açacak, toplumsal ilerlemeye ivme kazandıracak ‘Türkiye Taahhütnamesi’tarihsel uzlaşmanın belgesi olarak siyasi tarihimize altın harflerle yazılacaktır.
✅Ülkemizin içinde bulunduğu, siyasi, hukuki, ekonomik sorunların, yaygınlaşan
adaletsizlik ve yükselen toplumsal kaygıların, temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı ve kısıtlamaların temelinde her türlü kuralsızlığın kural haline getirildiği tek kişilik yönetim sistemi yatmaktadır. 16 Nisan 2017’deki anayasa değişikliği ile
topluma dayatılan, 24 Haziran 2018 erken seçimiyle fiilen uygulamaya konulan bu
sistemin ülkeyi her alanda çöküşe sürüklediği, kurumsal yıkım, basiretsizlik,
beceriksizlik ve liyakatsizlikle toplumda adalete inancı tükettiği apaçık ortadadır.
Türkiye’yi karanlığa sürükleyen, gerileten bu sistemin değiştirilmesi ve ülkemizin
çağdaş demokrasiyle kucaklaşmasının yolunu açmak üzere büyük özveriyle
yürütülen çabaların sonunda müzakereden mukaveleye dönüşen bu süreç, altı
siyasi liderin topluma taahhütleriyle çok önemli bir aşamaya ulaştı. Altı siyasi
partinin ortaya koyduğu siyasi irade, ortak akıl ve ilkeler temelinde bugüne kadar
örneği olmayan, topluma umut ve heyecan veren bir tarihsel uzlaşı sağlandı.
Anayasal, demokratik, laik hukuk devletini, yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığını,
siyasetin finansmanında şeffaflık ve ahlaki-etik kuralları özümseyerek önceleyen,
eylem ve işlemleri yasama ve yargının denetimine açık hesap verebilir bir yönetim
mekanizmasının yanı sıra, milletin ve meclisin egemenliğini her şeyin üstünde tutan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hedefiyle çıkılan yolda büyük mesafe kat edildi.
Bu nedenle 28 Şubat 2022, ülkemizin demokrasi mücadelesinde yadsınamayacak
önemde bir gündür. Demokratik parlamenter sistemin güçlü bir şekilde yeniden inşası, milletin egemenliğinin, meclisin saygınlığı ve yasama-denetim yetkisinin,temel hak ve özgürlüklerin, eşit yurttaşlık ve her yurttaşın adalet talebinin güvence altına alınması, iktidar gücünün denge-denetim mekanizmalarıyla kontrol altında tutulması, demokratik toplum olmanın en temel, vazgeçilmezleridir.
✅İktidarın uyguladığı politikalar toplumsal ve sosyal huzurun ardından ekonomik huzuru da yok etti. BDDK’nın kredi borçlarının yasal takibe intikal
süresini 180 güne çıkartma uygulamasının eylül sonunda dolmasıyla, bireysel
kredi kartı veya kredi borcundan dolayı icra, haciz, yasal takibe düşenlerin sayısı
üç ayda patladı. 2021 sonu itibarıyla kredi ve kart borcunu ödeyemeyip takibe
düşenlerin sayısı 2 milyona, takibe alınanların sayısı 34 milyara yaklaştı!
⚠️Bir yılda kredi ve kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe düşen kişi
sayısında yüzde 147 artış yaşandı.
Sadece Bireysel Kredi Kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı
2020’de 397 bin kişiyken 2021 sonu itibarıyla bu sayı geçen neredeyse ikiye
katlanarak 732 bin kişiye çıktı.
⚠️Bir yılda kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe düşen kişi sayısında
yüzde 84,3 artış yaşandı.
Sadece Bireysel Kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise
2020’de 434 bin kişiyken 2021 yılında 1 milyon 354 bin kişi oldu.
⚠️Bir yılda bireysel kredi borcu nedeniyle yasal takibe düşen kişi sayısında
yüzde 211,9 artış yaşandı.
⚠️İktidar kamu borç stokunu 3,5 yılda üçe katlayarak devletin hazinesini
borç bataklığına sürüklediği gibi, salgın süresince uyguladığı politikalarla
halkı, ihtiyaç sahiplerini, işyeri kapananları, parasal nakdi destek yerine sürekli şekilde kredi ve borçlanmaya yönlendirerek toplumu da borç batağına sürüklemiştir.
✅Tarımsal girdi fiyatlarındaki enflasyon artışına yönelik açıklanan veriler, yaz
aylarında da pek çok mevsim ürününün fiyatının çift haneli olacağını, ceza ve
tehditlerle fiyat düşürme politikasının tutmayacağını gösterdi.
Henüz elektrik,doğalgaz, akaryakıt zamlarının yansımadığı Tarım-Girdi Fiyatları Endeksi, yıllık yüzde 45,61’e yükseldi!
Yaşanan gerçekler, tarımsal-hayvansal üretimde kendi kendine yeterliliğin,
stratejik ve hayati bir kalem olan gıda üretiminin her ne pahasına olursa
desteklenmesi, teşvik edilmesi, üreticinin korunmasının gerekliliğini somut şekilde
bir kez daha gösteriyor.
✅Bir an evvel 2022 bütçesindeki tarımsal destek ödenekleri daha acil
olmayan başka ödenek kalemlerinden veyapılacak aktarmalarla en az 100 milyar TL’ye çıkartılmalı, üreticiye süratle gübre, mazot, tohum, ilaç vb. kalemlerde nakdi ödeme programları başlatılmalıdır.