BAŞARI GAYRETE AŞIKTIR
BAŞARI GAYRETE AŞIKTIR
“Başarı gayrete aşıktır.” Kim bilir kaç aşamadan geçti bu cümle. Kim bilir kaç tecrübenin kokusu var üzerinde. Belirli bir eylemi belirli bir sürede tamamlama veya belirlenen hedefe ulaşma gibi tanımları olan “başarı” hem nesnel hem öznel bir kavramdır. Kriterlerine, kurallarına uyularak puanlara ve derecelere ulaşılan başarılar nesnelken değer yargıları, toplum yapısı ya da kişisel fikirler ışığında ulaşılan başarılar ise çoğu zaman özneldir. İster nesnel ister öznel olsun başarının her türlüsü gayret çemberinden geçerek elde edilir. Takdiri ve alkışlanmayı hak eder.
Üniversite sınavında yüzde onluk dilime girerek, tıp ya da mühendislik okuyan öğrenci kadar, ağır şartlarda zar zor liseyi bitirip iş yaşamına erken atılan genç de başarmıştır ve alkışlanmayı hak eder.
Büyük ihaleler alıp istihdam sağlayan iş adamı kadar evine helal rızık getirme gayretinde olan işçi de başarmıştır. Alkışı hak eder.
Kariyerinde zirve yapan kadınlar kadar çocuklarını iyi yetiştirmek gayesi ile kariyerinden vazgeçen anneler de başarmıştır. Alkışı hak eder. Belki de en çok onlar hak eder.
Bu örnekler sürüp gider. Asıl değinmek istediğim iki konu var. İlki maddi açıdan çıtası yüksek başarıları çokça takdir ederken manevi açıdan hazine sayılabilecek başarıları görmezden gelmemizdir.
Gayretimizi en çok neye sarf edersek başarımız odur. Halkın içinde sıradan insanlar gibi görünen kahramanlar vardır. O kahramanlardan biri, “Hayatta en çok doğru ve dürüst kalmak için çaba sarf ettim. Doğru ve dürüst kalabilmek için çok şeyler feda ettim.” dedi. Eminim o kahramanın hayatında insana ders verecek çok güzellikler vardır. Konumuz başarı olduğu için güzergahımızı değiştirmeden devam edelim. O kahramanın başarısı “dürüstlük” olmuş. Yalanı sermaye edinen, insanların güvenini, iyilik hislerini katledenler varken, belki de takdiri, alkışı en çok hak edenlerdendir doğruluk kahramanı.
İkinci konu ise, başarı merdivenlerini çıkarken azığımızın ne olduğu ve başarılarımızın meyvelerini kime ikram ettiğimizdir. “Azim, gayret ve dua ile çıkılır başarı merdivenleri.” Dediğinizi duyar gibiyim. Çok haklısınız. Lâkin azim, gayret ve dua azığımıza istikametimizden şaşmamayı ve köklerimizden beslenmeyi de eklemeliyiz. Ancak o zaman daha sağlam çıkabiliriz başarı merdivenlerini. İstikametten şaşmayan ok hedefine ulaşır. Ve ağaç köklerinin sağlamlığı nispetinde güçlü, büyük ve dayanıklıdır. Başarı yolunda bu hassas noktaları aklımıza olduğu kadar ruhumuza da işlemeliyiz.
Ve gayrete aşık başarılarımızın meyveleri olacak. Tabi ki ikram etmek istediklerimiz de… Ancak o meyvelerin tadına önce garipler, mazlumlar bakmalı. O meyveler önce onların yüzünü güldürmeli.
Evet başarı gayrete aşıktır. Ancak başarıyı da gayreti de taçlandıran mazlumun yüzünde ki ışıktır. Mazlumları, garipleri güldürmeyen her başarı, nefis ve egoya hizmet eder. Nefis ve ego güçlendikçe insani değerler uçurumlara yaklaşır. İnsanlık ölse dahi matemini tutan olmaz…
İdeallerimiz ne olursa olsun, neleri başarırsak başaralım gayemiz de gayretimiz de insanlığı yaşatmak, insani duyguları diri tutmak olmalıdır. Yüzler, yürekler güldüren başarılarınızın olması dileğiyle.
Saygılar, sevgiler.
Hülya Ekmekci